Heavy Metal Müziğe Yön Veren 5 Gitarist
Heavy metal müziğin en iyi 5 gitaristini tanıyalım.
Heavy Metal müziğe yön veren birçok sağlam heavy metal grupları yada gitaristleri vardır.Ama bunlardan en önemlisi ve Heavy metal’e yön veren ve yapı taşları kabul edilebilecek 5 gitaristi tanıyalım.
En iyi parçanın oluşması için rifflerin kaliteli olması gerekir.
Riff bir müzik kompozisyonunun temeli veya şeklini oluşturan ritm bölümü, enstrümanlar tarafından sıklıkla tekrarlanan ve akılda kalıcı olmasını sağlayan akor ilerlemesi olarak tanımlanabilir.
Basitçe söylemek gerekirse, riff bir rock şarkısının yapı taşıdır ve bunlar herhangi bir enstrümanda çalınabilirken, en güçlü ve tanınabilir rifler genellikle gitarda ortaya çıkarlar.
Riffler basit olabilir, riffler karmaşık olabilir, ama nihayetinde, büyük bir riff’in anahtarı, farkında olmadan beyninize kazınmasıdır.
Bir rock yada metal parçasının kalitesini ölçmenin bir yoluda bir arkadaşınızın yanında mırıldandığınızda hangi şarkı olduğunu anında bilmesidir.
mm mmmm mhmhmmm mmhm aaaaaaaa
Ha bildiiim. İbrahim Tatlıses 😀
Riffler bazen şarkıdan daha önemli hale gelebilir ve o parçanın kalitesini inşaa ederler.
Pekii bu rifflerin en büyüklerini yazan ve çalan en iyi 5 gitarist kimdir?
1- Jimi Hendrix
Kırk yıl önce, James Marshall Hendrix adında mütevazı bir gitarist İngiltere‘ye geldi ve popüler müziğin üzerindeki etkisini ölçmek istedi.
Kendi müzikal kimliği ‘heavy metal’ olarak söylenemezdi ancak, bu heavy metal müziğin başlangıcının habercisiydi.
Herkes tarafından onun sert ve vahşi stili bu müzik türünün temeli olduğu kabul görmüştür.
Seattle’lı genç jimi hendrix, insanların gitar hakkında nasıl düşündüklerini müzik tekniklerini ve sahne şovlarını inceledi.
Gitar efekt pedalları yapmak için Roger Mayer adlı genç bir mühendisle görüştü.
Roger Mayer Jimi Hendrix için ilk uygun fuzz box’ı geliştirdi.
Bu şekilde mükemmel overdrive tonları yakalamasına yardımcı oldu.
Jimi’nin müziği, bildiğimiz her şeyin bir karışımıydı (biz o yıllarda olmasakta)
Blues, rock, country gibi müziklerden esintiler onun parçalarındabulunmaktaydı.
Onun sesi, mükemmel melodi duygusuyla, gürültülü overdrive tonlarıyla birleşerek, akıl almaz riffler ile kusursuz müzikler oluşturuyordu.
Hiç beklenmedik akorları birbirine öyle bir şekilde bağlıyordu ki kimsenin hafızasında bulunan sıradan parçalar gibi değildi.
Jimi Hendrix solaktı, Fender Stratocaster’ı ters olarak çalması ilginç görünüyordu.
Jimi, rock’n’roll’un beyaz insanların tekeli olduğu zamanlarda ortaya çıkan bir siyahiydi.
Jimi Hendrix dişleriyle gitar çaldı,gitarını başının arkasında çaldı,gitarını ateşe bile verdi,kuralları çiğnedi.
Sonuç olarak tüm zamanlar için gitar üzerine kurulu düzeni ve müziği değiştirdi.
Phil Collen (Def Leppard): “1970’lerin başlarında Jimi Hendrix’in çok açık bir şekilde farkındaydım, ama çok geçmeden gitar çalmaya başladıktan sonra onu gerçekten takdir etmeye başladım.
“Onu canlı olarak izledim neler yaptığını çözmeye çalıştım , kimsenin yapmadığı şeyleri yapıyordu.
Tamamen farklı ve derin bir duygusu vardı ayrıca bir müzisyen olarak, yaptığı şeyi inanılmaz buldum.
Bana göre o mükemmel bir müzisyendi. ”
2- Jimmy Page (Led Zeppelin)
James Patrick Page sert ve hırçın tonları yaratmasıyla tanınır. Ayrıca gelmiş geçmiş en büyük gitaristlerden biri olarak anılır.
Led Zeppelin grubunun kurucusu olan Jimmy Page , grubunu tam tanımıyla riff üzerine inşa etti.
Parçalarının ilhamını eski blues rifflerinden alıyordu, bu riffleri şekilden şekile sokan jimmy page tabiri caizse blues rifflerinin ırzına geçti 🙂 Ama sonuçta mükemmel bir müzik ortaya çıkardı.
Jimmy Page Gibson Les Paul gitarı ile heavy metal olarak oluşturduğu öncü riffleri ile bugünün müziğine büyük katkı yapmıştır.
Ürkütücü sesleri oluşturmak için önce keman yayları kullanan jimmy, stüdyo kayıtlarında buna benzer hileler yaparak farklı sesler arıyordu. Bunun en büyük örneği You Shook Me isimli parçadır.
“Birçok insan beni sadece bir gitarist olarak görüyor, ama kendimi daha geniş anlamda düşünüyorum” .
“Bir müzisyen olarak en büyük başarımın bir rock’n’roll çerçevesinde beklenmedik melodiler ve armoniler yarattığını düşünüyorum. Ve bir yapımcı olarak, tartışmasız bir bireysel yetenek grubunu sürdürebilen ve çalışma kariyeri boyunca onu ön plana çıkaran biri olarak hatırlanmak isterim. Bence çıkış, büyüme, değişim ve olgunluğumuzu en iyi şekilde yakaladım”
https://youtu.be/ZrnuRaGforY
3- Tony Iommi
Seçkin gitaristler arasında Godfather Of Metal‘i hak eden birisi varsa, o kişi Black Sabbath’ın Tony Iommi‘si olmalıdır.
Iommi, tüm zamanların en güçlü metal rifflerinden bazılarını yazdı (Iron Man, Paranoid, Black Sabbath, War Pigs vs.) ama o, solak bir Gibson SG ile kendine özgü tarzını kanıtladı ve herkesin benimsemesini sağladı.
Bütün kral adamlar solak mı oluyor nedir.
Tony Iommi, bir sanayi kazasında 2 parmağının ilk boğumuna kadar olan kısmını kaybetmiş ancak bu onun için hiç bir zaman sorun olmamış.Bu parmaklarına 2 adet implant takarak sorunun üstesinden gelmiş ve bu bence büyük bir azim.
Hasarlı parmaklarına binen yük sebebiyle acı çektiğinden bu parmaklarına düşen notaları hafif basmak zorunda kaldı ancak bu durum onun stilini ortaya çıkarmış oldu.
Bu durumunda üstesinden gelen Tony gitarını üç yarı ton düşürerek yani transpose ederek (E’den C # ye) ayarlayarak, sadece tel gerginliği azaltmış oldu, bu sebeple gitar sesi önemli ölçüde düştü ve bu nedenle riffler çalındığında çok daha ürkütücü sesler çıkarmasına sebepbiyet verdi.
Sonuç olarak, Black Sabbath, metal grubunu kurdu ve bu teknik sayesinde heavy metal için yapı taşının oluşmasını sağladı.
İlk iki Black Sabbath albümleri yukarıda yazdığım şekilde gitar tonu düşürülmeden kayıt altına alınmıştır, Iommi 1971’de Master Of Reality‘ye kadar C # ‘ya tonuna geçmeye başlamadı.
Black Sabbath bass gitaristi Geezer Butler da Iommi’nin tonu ile uyuşması için gitarının sesini düşürdü.
Bu şekilde Paranoid, War Pigs, Iron Man, ve Into The Void gibi parçalar oluşmuş oldu.
İlginç bilgilerden bir tanesi de paranoid isimli parçanın aslında albüme sonradan eklenmesi ve bu parçanın dünya çapında büyük bir ün kazanmasıdır.
https://youtu.be/mfTpjrzas5E
4- Ritchie Blackmore
Richard Hugh “Ritchie” Blackmore Bazıları için tüm zamanların en güçlü ve saygıdeğer İngiliz gitaristi. Hard Rock müziğin öncü grubu Deep Purple’ın efsane klavyecisi Jon Lord ile beraber kurucu üyesi, bir diğer ünlü hard rock grubu Rainbow’un kurucusudur.
70’lerde, Ritchie metal müziğin tonlarını oturtmak için büyük çaba göstermiştir.
Unutmayın, bu gitarist Smoke On The Water parçasının güçlü rifflerinin arkasındaki adamdır
Ayrıca Black Night, Highway Star ve daha niceleri…
Ritchie Blackmore, Fender Stratocaster ile büyük işler başarmış muzzam bir gitaristtir.
Blackmore 1 yıl kadar klasik müzik dersi almış ve bunun etkisiyle ortaya farklı parçalar koymuştur.
Örneğin; Highway Star isimli parçanın solosu bir D’ye, bir C’ye, bir G’ye bir Bach tarzı akor ilerlemesidir.
Diğer bir deyişle, şarkılarında klasik müzik etkisi daima vardır. ”
5- Angus Young
Adamın ismini bile duyunca hopyalıp zıplayası geliyor insanın.
Okul üniforması ve Gibson SG ‘gitarı ile Angus Young, burada incelediğimiz gitaristler arasında en az heavy metal olan kişidir, ancak heavy metal üzerindeki etkisi yadsınamaz.
Alışılmadık bir şekilde, Angus aynı zamanda grubundaki gitar görevlerini paylaşan tek oyuncumuz. Şarkının çoğunluğu için, o ve erkek kardeşi Malcolm rifflerde (Angus’un öncü oyunculuğunun kendine özgü killer vibrato’yu kullansa da) takas ederler. Yani bazen kardeşi ve kendisi görevlerini değiştiriyorlar.Ama kesinlikle AC / DC grubunun omurgasını sağlayan Angus’un sert ve ritmik akor sıralamalarıdır.
Black In Black, Highway To Hell veya Whole Lotta Rosie gibi parçaların kalitesini kimse sanırım tartışamaz.
Ancak Young’ın rifflerinin birçoğu Tony Iommi veya Jimmy Page‘den farklı olarak tek nota motiflerinden ziyade power akorlar etrafında şekillenir.
Pete Way (UFO): “Her zaman Angus Young’a içsel kararlılığı ve rock’n’roll’a olan mutlak bağlılığından ötürü hayran kaldım. Ona göre hiçbir zaman yaptığı şey sanat değildi. Bu onun gerekliliğiydi: “Ben Angus’um ve yüksek sesle rock müziği çalıyorum.” Röportajlar ya da eleştirilerden dolayı kendini değiştirmedi çünkü sadece AC / DC’nin dünyanın en iyi gruplarından olduğunu hissetti.